semâî ~ سماعی
Osmanlıca İmla Lügati - semâî ~ سماعی maddesi. Sayfa: 247 - Sira: 4


1976 yılında hazırlanmış Osmanlıca İmla Lügati,semâî maddesi. semâî osmanlica yazılışı, semâî osmanlıca imla klavuzu, semâî Türkçe - Osmanlıca imla yazımları, semâî nasıl yazılır, semâî arapça yazılışı, Çağdaş Sözlük Osmanlıca imla klavuzu
1976 yılında hazırlanmış Osmanlıca İmla Lügati,, سماعی semâî ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
semâî ~ سماعی güncel sözlüklerde anlamı:
SEMAi ::: İşitmekle öğrenilen. İşitmeğe dair ve müteallik. * Gr: Bir kaideye bağlı olmayan, işitilmekle öğrenilen.
semaî ::: (a. s.) : 1) semâ'a mensup, hiç bir kaideye bağlı kalmadan, işitilerek öğrenilen. 2) müz. Türk (Anadolu) halk şiirinde (yânî klâsik şiirin te'sîri altında olmıyan veya pek az olan asıl halk şiirinde) bir "forme" un adıdır. Saz şâiri tarafından bestelenir ve semaî adı altında okunur Şekil itibariyle aynen koşma gibidir; ondan farkı hecenin 4~f-4 = 8 vezni ile yazılmasın-dandır. Mevzuu itibariyle de koşmadan farklıdır; semaîde âdeta bir takım tekerlemeler vardır; fakat bunlar oldukça bir mânâ arzederler, manîde olduğu gibi mânâsız değildirler.
Semai ::: Hece ölçüsüyle ya da aruzun özel bir kalıbıyla yazılan şiir.
semâî ::: gökle ilgili , gökyüzüne ait , işitmekle öğrenilen , işitmeğe dair ve müteallik , gr: bir kaideye bağlı olmayan , işitilmekle öğrenilen
semaî ::: (a. s.) 1) semâ'a mensup, hiç bir kaideye bağlı kalmadan, işitilerek öğrenilen. 2) müz. Türk (Anadolu) halk şiirinde (yânî klâsik şiirin te'sîri altında olmıyan veya pek az olan asıl halk şiirinde) bir
SEMAÎ :::