Çağdaş Sözlük

iltizâm ~ التزام

Osmanlıca İmla Lügati - iltizâm ~ التزام maddesi. Sayfa: 121 - Sira: 52

1976 yılında hazırlanmış Osmanlıca İmla Lügati,iltizâm maddesi. iltizâm osmanlica yazılışı, iltizâm osmanlıca imla klavuzu, iltizâm Türkçe - Osmanlıca imla yazımları, iltizâm nasıl yazılır, iltizâm arapça yazılışı, Çağdaş Sözlük Osmanlıca imla klavuzu

1976 yılında hazırlanmış Osmanlıca İmla Lügati,, التزام iltizâm ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

iltizâm ~ التزام güncel sözlüklerde anlamı:

iLTiZAM ::: Kendine lâzım kılma. İcrasına cehdettiği şeyi kendi üzerine vâcib kılma. Mülâzemet etme. Gerekli bulma. * Tarafgirlik etme, birinin tarafını tutma. * Onyedinci y.y. dan itibâren devlete gelir getiren kaynaklar, yavaş yavaş belirli bedel karşılığında şahıslara verilmeğe başlandı. Bu usulün adı iltizamdı. İltizamı üzerine alan kimseler, yani mültezimler; geliri devlete peşin olarak öderler, so a bunu halktan tahsil ederlerdi. (Bak: Mültezim)(Dimağda merâtib var, birbiriyle mültebis, ahkâmları muhtelif. Evvel tahayyül olur, so a tasavvur gelir.So a gelir taakkul, so a tasdik ediyor so a iz'an oluyor.So a gelir iltizam, so a i'tikad gelir.i'tikadın başkadır, iltizamın başkadır. Her birinden çıkar bir hâlet: Salâbet i'tikaddan.Taassub iltizamdan, imtisal iz'andan, tasdikten iltizam, taakkulde bitaraf, bibehre tasavvurda. Tahayyülde safsata hasıl olur, mezcine eğer olmaz muktedir.Bâtıl şeyleri güzel tasvir etmek her demde.Sâfi olan zihinleri cerhdir, hem idlâli. S.)

iltizâm ::: (a. i. lüzûm'dan) : 1) kendi için lüzumlu sayma. 2) birinin tarafını tutma. 3) îcâbettirme, gerektirme. 4) [eskiden a'şar resmi gibil devlet gelirlerinden birinin toplanması işini üzerine alma.

iltizâm-ı mâ-lâ yelzem ::: bîhude, boşuna çalışma, lüzumsuz şeyle uğraşma.

iltizam ::: kayırma, taraf tutma, gerekli bulma.

İltizam ::: Şiirde kafiyeyi sağlayan ya da düzyazıda "seci" olarak kullanılan sözcükten önce gelen ve kafiye ile aynı sayıda harf içeren benzer sözcükler kullanarak yapılan sanattır.Örnek: Merasim-i tevkîr-i tevfirinde ihmal-ü taksîr olunmayup hıl-i fâhire ve in’âmât-ı zâhire ve ziyâfât-ı vâfire ile Zülkadiroğlu tâifesi muğtenem oldular.

iltizâm ::: taraf tutma , gerekli görme , gerekli bulma

iltizâm ::: ‬gerekli görme

iltizâm ::: taraf tutma

İltizam ::: Kendi için gerekli sayma; gerektirme

iltizam :::

kendi için gerekli sayma; gerektirme

İLTİZAM :::

Kendine lâzım kılma. İcrasına cehdettiği şeyi kendi üzerine vâcib kılma. Mülâzemet etme. Gerekli bulma. * Tarafgirlik etme, birinin tarafını tutma. * Onyedinci y.y. dan itibâren devlete gelir getiren kaynaklar, yavaş yavaş belirli bedel karşılığında şahıslara verilmeğe başlandı. Bu usulün adı iltizamdı. İltizamı üzerine alan kimseler, yani mültezimler; geliri devlete peşin olarak öderler, sonra bunu halktan tahsil ederlerdi. (Bak: Mültezim)(Dimağda merâtib var, birbiriyle mültebis, ahkâmları muhtelif. Evve