Çağdaş Sözlük

âsî ~ عا صي

Osmanlıca İmla Lügati - âsî ~ عا صي maddesi. Sayfa: 14 - Sira: 6

1976 yılında hazırlanmış Osmanlıca İmla Lügati,âsî maddesi. âsî osmanlica yazılışı, âsî osmanlıca imla klavuzu, âsî Türkçe - Osmanlıca imla yazımları, âsî nasıl yazılır, âsî arapça yazılışı, Çağdaş Sözlük Osmanlıca imla klavuzu

1976 yılında hazırlanmış Osmanlıca İmla Lügati,, عا صي âsî ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

âsî ~ عا صي güncel sözlüklerde anlamı:

ASi ::: Uygun, elverişli.

ASi ::: Çok isyan eden, çok isyancı.

aSi ::: İsyan eden. Emirlere itâat etmeyen. * Günah işleyen. * Meşru idâreyi tanımayıp baş kaldıran.

aSi ::: Hurma salkımı.

aSi ::: Doktor, cerrah, tabib. * f. Kederli, hüzünlü.

âsî ::: (a. s.) : ahlâkı bozuk, ahlâksız, çapkın.

asî ::: (a. s.) : uygun, elverişli.

âsî ::: (a. s. isyân'dan. c. : usât) : 1) karşı gelen. 2) şakî, haydut, (bkz. : bâgı). 3) günahkâr, (bkz. : âsim).

âsî ::: (a. i.) : doktor, cerrah

âsî ::: (f. s.) : mahzun, kederli.

asîb ::: (a. s.) : pek sıcak, kızgın.

âsî ::: isyan eden, başkaldıran.

aSi ::: 1- Allahü teâlânın emir ve yasaklarına uymayan, günâhkâr.

Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:

Melekler emrolundukları şeyde Allahü teâlâya âsî olmazlar ve emr olundukları şeyi yaparlar. (Tahrîm sûresi: 6)

Ana-babaya iyilik etmek; nâfile namaz, oruç ve hac ibâdetlerinden daha üstündür. Ana-babasına hizmet edenlerin ömrü bereketli ve uzun olur. Ana-babasına karşı gelip, onlara âsî olanların ömürleri bereketsiz ve kısa olur. Ana-babasına âsî olan mel'ûndur. (Hadîs-i şerîf-Miftâh-ul-Cenne)

Îmânsız gitmenin sebepleri kırk kadar olup, bunlardan birisi de anaya babaya âsî olmak, yâni İslâmiyet'e uygun olan emirlerini dinlememektir. (Kutbuddîn İznikî)

Âsî mü'min tövbe etmezse veya şefâate kavuşmazsa yâhut Allahü teâlâ affetmezse, Cehennem'e girip yanar ise de îmânı olduğu için Cehennem'de sonsuz kalmaz. (Reyhâvî)

2. Hükûmete, devlete baş kaldıran. Bâgî.

Müslümanlar devlete âsî olmaz. Fitneye, isyâna karışmaz. Kânunlara karşı gelmez. (Abdülganî Nablüsî)

aSi ::: 1- Allahü teâlânın emir ve yasaklarına uymayan, günâhkâr.

Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:

Melekler emrolundukları şeyde Allahü teâlâya âsî olmazlar ve emr olundukları şeyi yaparlar. (Tahrîm sûresi: 6)

Ana-babaya iyilik etmek; nâfile namaz, oruç ve hac ibâdetlerinden daha üstündür. Ana-babasına hizmet edenlerin ömrü bereketli ve uzun olur. Ana-babasına karşı gelip, onlara âsî olanların ömürleri bereketsiz ve kısa olur. Ana-babasına âsî olan mel'ûndur. (Hadîs-i şerîf-Miftâh-ul-Cenne)

Îmânsız gitmenin sebepleri kırk kadar olup, bunlardan birisi de anaya babaya âsî olmak, yâni İslâmiyet'e uygun olan emirlerini dinlememektir. (Kutbuddîn İznikî)

Âsî mü'min tövbe etmezse veya şefâate kavuşmazsa yâhut Allahü teâlâ affetmezse, Cehennem'e girip yanar ise de îmânı olduğu için Cehennem'de sonsuz kalmaz. (Reyhâvî)

2. Hükûmete, devlete baş kaldıran. Bâgî.

Müslümanlar devlete âsî olmaz. Fitneye, isyâna karışmaz. Kânunlara karşı gelmez. (Abdülganî Nablüsî)

âsî ::: isyan eden , isyancı , günahkar

âsi ::: isyan eden

âsî ::: ‬isyancı

âsî ::: günahkâr

âsî ::: (a. s.) ahlâkı bozuk, ahlâksız, çapkın.

asî ::: (a. s.) uygun, elverişli.

âsî ::: (a. s. isyân'dan. c. : usât) 1) karşı gelen. 2) şakî, haydut, (bkz. : bâgı). 3) günahkâr, (bkz. : âsim).

âsî ::: (a. i.) doktor, cerrah

asi ::: hayırsız

ASİ :::

Çok isyan eden, çok isyancı

ÂSÎ :::

Hurma salkımı

ÂSİ :::

Doktor, cerrah, tabib. * f. Kederli, hüzünl