Çağdaş Sözlük

ârâz ~ اعراض

Osmanlıca İmla Lügati - ârâz ~ اعراض maddesi. Sayfa: 11 - Sira: 53

1976 yılında hazırlanmış Osmanlıca İmla Lügati,ârâz maddesi. ârâz osmanlica yazılışı, ârâz osmanlıca imla klavuzu, ârâz Türkçe - Osmanlıca imla yazımları, ârâz nasıl yazılır, ârâz arapça yazılışı, Çağdaş Sözlük Osmanlıca imla klavuzu

1976 yılında hazırlanmış Osmanlıca İmla Lügati,, اعراض ârâz ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

ârâz ~ اعراض güncel sözlüklerde anlamı:

ARAZ ::: İşâret, alâmet. * Tesâdüf, rast gelme. * Kaza. Felâket. Zâtî olmayan hâl ve keyfiyet. * Fls. Herhangi bir cevherin varlığı için zaruri olmayan vasıf. Meselâ: Şekerin beyaz rengi şekerin varlığı için zaruri değildir.

araz ::: (a. i. c. : a'râz) : 1) işaret, alâmet. 2) tesadüf. 3) kaza, felâket. 4) fels. kendi kendine vücut bulamayıp başka bir cevherle meydana gelen hal ve keyfiyet.

a'râz ::: (a. i. araz'ın c.) : 1) işaretler, alâmetler. 2) tesadüfler, hastalık alâmetleri. 3) kazalar, felâketler.

a'râz ::: (a. i. ırz'ın c.) : ırzlar, namuslar. Hetk-i a'râz : ırza geçmeler.

i'râz ::: (a. i.) : 1) yüz çevirme, başka tarafa dönme. 2) çekinme, sakınma, (bkz. : ictinâb).

ârâz ::: arazlar.

araz ::: belirti, so adan meydana gelen özellik.

Araz :::


  1. İlinek.

  2. Bulgu
    Örnek: Bu hastalığın gösterdiği çeşitli araz üzerindeki sayısız müşahedelerim bana bir nevi pratik ihtisas temin etmişti. R. N. Güntekin

  3. Belirtiler.

  4. (Yun. syn: beraber; dromein: koşmak) Bir arada görülen ve özel bir durumu veya hastalığı anlatan durum.

i'râz ::: yüz çevirme , uzak durma

a'râz ::: belirtiler

araz ::: işaret , tesadüf , belirti , alamet , kaza , felaket

ârâz ::: arazlar

a’râz ::: ‬belirtiler

araz ::: ‬işaret

araz ::: belirti

araz ::: tesadüf

i’râz ::: ‬yüz çevirme

i’râz ::: uzak durma

araz ::: (a. i. c. : a'râz) 1) işaret, alâmet. 2) tesadüf. 3) kaza, felâket. 4) fels. kendi kendine vücut bulamayıp başka bir cevherle meydana gelen hal ve keyfiyet.

a'râz ::: (a. i. araz'ın c.) 1) işaretler, alâmetler. 2) tesadüfler, hastalık alâmetleri. 3) kazalar, felâketler.

a'râz ::: (a. i. ırz'ın c.) ırzlar, namuslar. Hetk-i a'râz : ırza geçmeler.

i'râz ::: (a. i.) 1) yüz çevirme, başka tarafa dönme. 2) çekinme, sakınma, (bkz. : ictinâb).

araz ::: belirti

ARAZ :::

İşâret, alâmet. * Tesâdüf, rast gelme. * Kaza. Felâket. Zâtî olmayan hâl ve keyfiyet. * Fls. Herhangi bir cevherin varlığı için zaruri olmayan vasıf. Meselâ: Şekerin beyaz rengi şekerin varlığı için zaruri değildir