Çağdaş Sözlük

telkîn ~ تلقين

Osmanlıca İmla Lügati - telkîn ~ تلقين maddesi. Sayfa: 279 - Sira: 45

1976 yılında hazırlanmış Osmanlıca İmla Lügati,telkîn maddesi. telkîn osmanlica yazılışı, telkîn osmanlıca imla klavuzu, telkîn Türkçe - Osmanlıca imla yazımları, telkîn nasıl yazılır, telkîn arapça yazılışı, Çağdaş Sözlük Osmanlıca imla klavuzu

1976 yılında hazırlanmış Osmanlıca İmla Lügati,, تلقين telkîn ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

telkîn ~ تلقين güncel sözlüklerde anlamı:

TELKiN ::: (C.: Telkinât) Zihinde yer ettirmek. Fikir aşılamak. Zihinde yer etmiş düşünce. * Yeni müslüman olana İslâm esaslarını anlatmak. * Ölü gömüldükten so a imam tarafından söylenen söz.(Telkini fenden almış,Medeniyetten taklid,Hürriyet tenkid vermiş,Gururdan dalâlet çıkmış.) (Lemeât)

telkîn ::: (a. i. c. : telkînât) : 1) [fikir] aşılama, kulağına koyma. 2) yeniden Müslüman olan kimseye îmân esaslarını anlatma. 3) ölü gömüldükten sonra mezar başında imamın söylediği dînî sözler.

telkîn-i rücû' ::: huk. zina gibi, haddi mûcib bir -cürmü irtikâbettiğini hâkimin huzurunda ikrar edan şahsa bu ikrarından nükûl etmesini hâkimin işrâbı ve ihsas etmesi, [meselâ : gayri meşru münâsebette bulunduğunu ikrar eden şahsa hâkimin : "zina mı yaptın? ben zannetmem ki sen böyle bir şey yapmış olasın", "sen yoksa rü'yâ mı gördün?" veya "aranızda bir akd-i nikâh bulunmuş olmasın?" demesi gibi]

telkin ::: aşılama.

TELKiN ::: Mevtânıza (ölülerinize) telkîn ediniz. (Hadîs-i şerîf-Nî'met-i İslâm)

Definden sonra telkîn vermek sünnettir. (İbn-i Âbidîn)

Telkîn özetle şöyledir: "Ey falan kişi! Bil ki bu kabir senin dünyâya âit son, âhirete âit ilk konağındır. Artık bu fânî dünyâdan ayrılıp sonsuz âleme göçtün. Şimdi sana Münker ve Nekir adında iki melek gelecek. Korkma, mahzûn olma. Onlar Allahü teâlâ tarafından gönderilmiştir. Münker ve Nekir sana; "Rabbin kim? Peygamberin kim? Dînin nedir? Kitâbın nedir? Kıblen neresidir? Îtikâdda mezhebin nedir?" diye sorarlar. Onlara; "Rabbim Allahü teâlâ. Peygamberim Muhammed aleyhisselâm. Dînim İslâm. Kitâbım Kur'ân-ı kerîm. Kıblem, Ka'be-i şerîftir. Îtikâdda mezhebim, Ehl-i sünnet ve'l-cemâattir." diye cevap ver. Bil ki, ölüm haktır, kabir haktır, Münker ve Nekirin süâlleri haktır, haşr, neşr, hesap, mîzân (terâzî), sırât haktır. Mü'minler için hazırlanmış olan Cennet ve inanmayanlar için hazırlanan Cehennem haktır, gerçektir.

Yâ Rabbî! Bu kişiyi doğru cevap vermeye kâdir eyle. Eğer sâlih, iyi bir kimse ise, ona ihsânını ziyâde eyle, arttır. Eğer günahkâr ise, onu mağfiret eyle, affet. Âmîn." (Kutbüddîn İznikî)

Telkin :::


  1. Bir duyguyu, bir düşünceyi aşılama.

  2. Talkın.

  3. Bilinç dışı bir sürecin aracılığıyla, kişinin ruhsal veya fizyolojik alanıyla ilgili bir düşüncenin gerçekleştirilmesi
    Örnek: İçinden gelen gizli bir telkin altında hareket ediyordu. P. Safa

telkîn ::: öğretme , kulağına anlatma

telkin ::: düşünceyi anlatma , zihinde yer ettirme , aşılama , zihinde yer ettirmek , fikir aşılamak , zihinde yer etmiş düşünce , yeni müslüman olana islam esaslarını anlatmak , ölü gömüldükten sonra imam tarafından söylenen söz , (telkini fenden almış , medeniyetten taklid , hürriyet tenkid vermiş , gururdan dalalet çıkmış , ) (lemeat)

telkîn ::: ‬öğretme

telkîn ::: kulağına anlatma

TELKİN :::

(C.: Telkinât) Zihinde yer ettirmek. Fikir aşılamak. Zihinde yer etmiş düşünce. * Yeni müslüman olana İslâm esaslarını anlatmak. * Ölü gömüldükten sonra imam tarafından söylenen söz.(Telkini fenden almış,Medeniyetten taklid,Hürriyet tenkid vermiş,Gururdan dalâlet çıkmış.) (Lemeât)