kılavuz ~ قلاغوز-قولاغوز
Osmanlıca İmla Lügati - kılavuz ~ قلاغوز-قولاغوز maddesi. Sayfa: 151 - Sira: 6

1976 yılında hazırlanmış Osmanlıca İmla Lügati,kılavuz maddesi. kılavuz osmanlica yazılışı, kılavuz osmanlıca imla klavuzu, kılavuz Türkçe - Osmanlıca imla yazımları, kılavuz nasıl yazılır, kılavuz arapça yazılışı, Çağdaş Sözlük Osmanlıca imla klavuzu
1976 yılında hazırlanmış Osmanlıca İmla Lügati,, قلاغوز-قولاغوز kılavuz ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
kılavuz ~ قلاغوز-قولاغوز güncel sözlüklerde anlamı:
KILAVUZ ::: Yol gösteren, rehber. * Vapurlara yol gösteren. * Bazı hayvan katarlarının önüne düşüp, onları sevkeden hayvan. * Eskiden evlenme işlerine vasıtalık eden kadınlar. * Düşman hakkında mâlumât edinmek için ordu hizmetinde kullanılan kişiler. * Okçuluk müsabakalarında ilk atılan ok.
Kılavuz :::
- Yol gösteren, tarihî ve turistik yerleri gezerken bilgi aktaran kimse, rehber
Örnek: Mum tutan kılavuzların arkasından içeri girdik. F. R. Atay - Herhangi bir alanda ve konuda bilgi veren, yol yöntem gösteren kitap vb.
- Evlenecek olan erkek veya kadına eş bulan kimse.
- Ruhsal ve zihinsel bakımdan yol gösteren, ışık tutan kimse.
- Kılavuz kaptan.
- Makaradaki filmlerin başında ve sonunda yer alan, filmin alıcı, yıkama aracı, basım aracı, gösterici vb. araçlara takılıp çıkarılmasında kolaylık sağlayan, asıl film için pay bırakan çeşitli renklerde film parçası.
- Somun veya boru içine yiv açmakta kullanılan araç.
- Dar ve uzun bir yerden tel, kablo gibi bükülebilen bir şey geçirilirken bunların ucuna bağlandığı sert nesne.
- 1. Filmlerin, film parçalarının başında, sonunda, aralarında yer alan; filmin alıcı, gösterici, açındırma aygıtı, basım aygıtı, vb. aygıtlara takılıp çıkarılmasını kolaylaştıran; filmi koruyan; asıl film için pay bırakan; boşluk dolduran; bazen çeşitli bilgiler taşıyan ve birçok çeşidi bulunan renkli, renksiz ya da saydamsız, sağlam film parçası
- Mıknatıslı kuşaklara takılan aynı nitelikte parça.T. : lider, amors
- Budunbilimsel alan araştırmalarında araştırıcıya yardım eden, yol gösteren, araştırıcıyla araştırılan bölge insanları arasında aracılık yapan kişi.T. : rehber
- Yol gösteren, rehber. Kılıç Uzun, düz veya eğri, ucu sivri, bir veya her iki yüzü keskin, kın içinde bele takılan, çelikten silah.
kılavuz ::: yol gösteren , rehber , vapurlara yol gösteren , bazı hayvan katarlarının önüne düşüp , onları sevkeden hayvan , eskiden evlenme işlerine vasıtalık eden kadınlar , düşman hakkında malumat edinmek için ordu hizmetinde kullanılan kişiler , okçuluk müsabakalarında ilk atılan ok
kılavuz ::: mürşit, öncü, rehber
KILAVUZ :::