ihânet ~ احانت
Osmanlıca İmla Lügati - ihânet ~ احانت maddesi. Sayfa: 119 - Sira: 22
1976 yılında hazırlanmış Osmanlıca İmla Lügati,ihânet maddesi. ihânet osmanlica yazılışı, ihânet osmanlıca imla klavuzu, ihânet Türkçe - Osmanlıca imla yazımları, ihânet nasıl yazılır, ihânet arapça yazılışı, Çağdaş Sözlük Osmanlıca imla klavuzu
1976 yılında hazırlanmış Osmanlıca İmla Lügati,, احانت ihânet ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
ihânet ~ احانت güncel sözlüklerde anlamı:
iHANET ::: (Hevn. den) Alçak ve hakir addedip itibar etmemek, kıymet vermemek. * Hainlik. Haksızlık. Kötülük.
iHANET ::: Helâk etmek. Öldürmek. Mahvetmek.
ihanet ::: (a. i. hevn'den.) : 1) haksızlık. 2) hayınlık, kötülük.
ihânet ::: hainlik.
iHaNET ::: Siz emniyet içinde meclislerde oturursunuz. İhâneti yalnız altın ve gümüşte aramayın. En büyük ihânet, kendisine güvenilerek yanında konuşulan sözleri ilgili kimselere götürmektir. (Hasen-i Basrî)
2. İsyân etmek, karşı gelmek.
Allahü teâlâ âyet-i kerîmede meâlen buyurdu ki:
Ey îmân edenler! Allahü teâlâya ve Peygamberine ihânet etmeyin. Sonra bile bile kendi emânetlerinize ihânet etmiş olursunuz. (Enfâl sûresi: 27)
Hükümete ihânet edene, Allahü teâlâ ihânet eder. (Hadîs-i şerîf-Nebras)
3. Küçük düşürmek, tahkîr etmek, hafife almak.
Bid'at sâhibine ihânet edeni Allahü teâlâ kıyâmet gününün korkusundan korur. (Hadîs-i şerîf-Fetâvâl-Haremeyn)
Fâsık (günâhkâr) kimse, âlim olsa da imâm yapılması mekrûh olur. Çünkü, İslâmiyete uymakta gevşek davranır. Buna ihânet vâcip olur. (Tahtâvî)
iHaNET ::: Siz emniyet içinde meclislerde oturursunuz. İhâneti yalnız altın ve gümüşte aramayın. En büyük ihânet, kendisine güvenilerek yanında konuşulan sözleri ilgili kimselere götürmektir. (Hasen-i Basrî)
2. İsyân etmek, karşı gelmek.
Allahü teâlâ âyet-i kerîmede meâlen buyurdu ki:
Ey îmân edenler! Allahü teâlâya ve Peygamberine ihânet etmeyin. Sonra bile bile kendi emânetlerinize ihânet etmiş olursunuz. (Enfâl sûresi: 27)
Hükümete ihânet edene, Allahü teâlâ ihânet eder. (Hadîs-i şerîf-Nebras)
3. Küçük düşürmek, tahkîr etmek, hafife almak.
Bid'at sâhibine ihânet edeni Allahü teâlâ kıyâmet gününün korkusundan korur. (Hadîs-i şerîf-Fetâvâl-Haremeyn)
Fâsık (günâhkâr) kimse, âlim olsa da imâm yapılması mekrûh olur. Çünkü, İslâmiyete uymakta gevşek davranır. Buna ihânet vâcip olur. (Tahtâvî)
İhanet :::
- Hıyanet, hainlik.
- Evlilikte, sevgide aldatma, sadakatsizlik.
- Gerektiğinde yardımda bulunmama, bir kimsenin güvenini yok etme.
ihânet ::: hainlik
ihânet ::: hainlik
ihanet ::: (a. i. hevn'den.) 1) haksızlık. 2) hayınlık, kötülük.
ihanet ::: hıyanet
İHANET :::