Çağdaş Sözlük

zemin ~ زمين

Osmanlıca İmla Lügati - zemin ~ زمين maddesi. Sayfa: 317 - Sira: 54

1976 yılında hazırlanmış Osmanlıca İmla Lügati,zemin maddesi. zemin osmanlica yazılışı, zemin osmanlıca imla klavuzu, zemin Türkçe - Osmanlıca imla yazımları, zemin nasıl yazılır, zemin arapça yazılışı, Çağdaş Sözlük Osmanlıca imla klavuzu

1976 yılında hazırlanmış Osmanlıca İmla Lügati,, زمين zemin ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

zemin ~ زمين güncel sözlüklerde anlamı:

ZEMiN ::: Kötürüm kimse.

ZEMiN ::: f. Yer. Yeryüzü.* Meydan. Satıh. * Tarz. Eda. *Mevzu.

zemîn ::: yer, yeryüzü.

Zemin :::


  1. Taban, döşeme, yer
    Örnek: Kırmızı bir zemin üstünde bir sürü insan, havada uçan beyaz bir kuşa bakıyorlardı. M. Ş. Esendal

  2. Kumaş, süslü kâğıt, halı, yer muşambası, tablo vb. desenli nesnelerde, biçimlerin üzerinde yer aldığı renk.

  3. Temel, dayanak
    Örnek: Asıl sohbet zemini nadide yemek tarifi, köşk ve bahçe tanzimidir. R. H. Karay

  4. Yeryüzü, dünya.

  5. 1. Yer, yeryüzü. 2. Temel, dayanak. 3. Konu, tema.

zemîn ::: yer , dünya

zemin ::: yeryüzü

zemîn ::: ‬yer

zemîn ::: dünya

zemîn ::: fon

zemîn ::: konu

zemîn ::: alan

zemin ::: dayanak, döşeme, dünya, ortam, taban, temel, yer, yeryüzü

ZEMİN :::

Kötürüm kimse