yemek ~ يمك(مصدر)
Osmanlıca İmla Lügati - yemek ~ يمك(مصدر) maddesi. Sayfa: 309 - Sira: 31
1976 yılında hazırlanmış Osmanlıca İmla Lügati,yemek maddesi. yemek osmanlica yazılışı, yemek osmanlıca imla klavuzu, yemek Türkçe - Osmanlıca imla yazımları, yemek nasıl yazılır, yemek arapça yazılışı, Çağdaş Sözlük Osmanlıca imla klavuzu
1976 yılında hazırlanmış Osmanlıca İmla Lügati,, يمك(مصدر) yemek ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
yemek ~ يمك(مصدر) güncel sözlüklerde anlamı:
Yemek :::
- yeme, karın doyurma işi
Örnek: Yemekten sonra gocuğuna sarar yatırırdı beni. N. Cumalı - Yenmek için pişirilip hazırlanmış yiyecek, aş, taam.
- Günün belli saatlerinde yenilen besin
Örnek: Yemek ya kahvaltıda ya da yemekte yenir. Arada bir şey yenmez. H. Taner - Konuklara yiyecek verilerek yapılan ağırlama
Örnek: Pek protokolcü olduğu için yemek sessiz geçiyordu. F. R. Atay - Ağızda çiğneyerek yutmak
Örnek: Adam o kadar çabuk yiyor ki, hizmetçi ekmek yetiştiremiyor. B. Felek - Aşındırmak, kemirmek, oymak, delmek
Örnek: Necla onun böyle kendinden geçercesine çalıştığını gördükçe üzüntüden tırnaklarını yiyor. H. Taner - Isırmak.
- Batmak, çizmek, kaşındırmak, dalamak.
- Hoşa gitmeyen kötü bir duruma uğramak, tutulmak
Örnek: Kendini topladı ama, fena yerinden gagayı yedi sanırım... M. Ş. Esendal - Hakkı olmayan ve kendisine yasak edilmiş bulunan bir şeyi kabul etmek.
- Harcamak, tüketmek, bitirmek
Örnek: Mirası sen yedin, zahmeti ben çekiyorum, diye latife ediyordu. M. Ş. Esendal - Yasal yoldan cezalandırılmak.
- Yemek yeme, karın doyurma işi
yemek ::: aş, batmak, çizmek, dalamak, delmek, ekmek, harcamak, ısırmak, kemirmek, lokma, mahvet
mek, oymak, taam, tüketmek