sîne ~ سینه
Osmanlıca İmla Lügati - sîne ~ سینه maddesi. Sayfa: 253 - Sira: 41
![](/rsm/lugat/25/253-41.png)
1976 yılında hazırlanmış Osmanlıca İmla Lügati,sîne maddesi. sîne osmanlica yazılışı, sîne osmanlıca imla klavuzu, sîne Türkçe - Osmanlıca imla yazımları, sîne nasıl yazılır, sîne arapça yazılışı, Çağdaş Sözlük Osmanlıca imla klavuzu
1976 yılında hazırlanmış Osmanlıca İmla Lügati,, سینه sîne ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
sîne ~ سینه güncel sözlüklerde anlamı:
SiNE ::: Uyuklama, uykuya dalma başlangıcı. Uyku ile uyanıklık arası. (O anda insan, sesi duyduğu halde anlamaz.)
SiNE ::: An. Bir lahzacık. * İki ağızlı balta.
SiNE ::: f. Göğüs. Sadır. Kalb.
sine ::: (a. i. c. : sinevât) : uyuklama, uyku bastırma, ımızganma, (bkz. : na's, na'se).
sîne ::: (f. i.) : 1) göğüs. 2) yürek (kaib).
sîne-i billur ::: çok beyaz göğüs.
sîne-i pür hırs ::: hırs do|u göğüs, yürek.
sîne-i pür-kine ::: kin ile dolu yürek.
sîne-i sâf ::: temiz göğüs.
sîne-i sîmîn ::: gümüş gibi beyaz olan göğüs.
sîne-i ter ::: taze göğüs.
Sine :::
- Göğüs.
- Gönül, yürek
Örnek: Elif kaşlarını çatar / Gamzesi sineme batar. Karacaoğlan - Bağır, iç
Örnek: Hangi semtin eczanesi bu kadar değerli insanı sinesinde toplayabilmiştir? H. Taner - İç, derinlik.
- Gönül, yürek.
sîne ::: göğüs , yürek
sine ::: uyuklama
sîne ::: göğüs
sîne ::: yürek
sine ::: uyuklama
sine ::: (a. i. c. : sinevât) uyuklama, uyku bastırma, ımızganma, (bkz. : na's, na'se).
sine ::: bağır, göğüs, gönül, iç, sadır, yürek
SİNE :::