nafaka ~ نفقه
Osmanlıca İmla Lügati - nafaka ~ نفقه maddesi. Sayfa: 210 - Sira: 16
1976 yılında hazırlanmış Osmanlıca İmla Lügati,nafaka maddesi. nafaka osmanlica yazılışı, nafaka osmanlıca imla klavuzu, nafaka Türkçe - Osmanlıca imla yazımları, nafaka nasıl yazılır, nafaka arapça yazılışı, Çağdaş Sözlük Osmanlıca imla klavuzu
1976 yılında hazırlanmış Osmanlıca İmla Lügati,, نفقه nafaka ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
nafaka ~ نفقه güncel sözlüklerde anlamı:
NAFAKA ::: Yiyecek parası. Geçim için lüzumlu olan şey. * Geçindirmeğe mecbur olduğu kimselere veya çocuklarına mahkeme karariyle verilen iaşe parası.
nafaka ::: (a. i. c. : nafakat) : 1) yiyecek parası, geçimlik. 2) birinin kanunen geçindirmek mecburiyetinde bulunduğu kimselere mahkeme karâriyle bağlanan aylık.
nafaka-i iddet ::: huk. [eskiden] kadın'ın iddeti içinde lâzımgelen nafaka, [çünkü koca boşadığı karısını iddeti bitinciye kadar infakla mükelleftir]
nafaka-i makziyye ::: huk. hâkim tarafından takdîr olunan nafaka.
nafaka-i marziyye ::: huk. nafaka alacaklısı ile nafaka borçlusunun rızâlariyle aralarında kararlaştırdıkları nafaka.
nafaka-ı mefrûza ::: huk. kaza veya rızâ ile takdîr ve tâyin olunan nafaka.
nafaka-i memâlîk ::: huk. [eskiden] köle ve câriye nafakaları.
nafaka-! muaccele ::: huk. işlemeden verilen nafaka.
nafaka-i müstedâne ::: huk. borç ile tedârik olunan nafaka, [veresiye mal almakla olabileceği gibi ödünç para almakla da olur]
nafaka ::: geçim için gereken para.
NAFAKA ::: Herhangi bir müslüman kendi ehline (âilesine), Allahü teâlânın rızâsını umarak infâk (zarûrî ihtiyâçlarını te'mîn) ederse, bu nafaka onun için sadaka olur. (Hadîs-i şerîf-Sahîh-i Buhârî)
Gazâ için sarf edilen, köle âzâd etmek için, fakire sadaka vermek için ve evindekilerin nafakası için, sarf edilen altınların en üstünü ve sevâbı çok olanı, evin nafakasına verilen altının sevâbıdır. (Hadîs-i şerîf-Kimyây-ı Seâdet)
Farzları yapamıyacak kadar az yimek, câiz değildir. Kendinin ve çoluk-çocuğunun nafakasını kazanacak ve borçlarını ödeyecek kadar, çalışıp kazanmak farzdır. (Abdullah-ı Mûsulî)
Allahü teâlâ, kullarına ıyâlim demiş yâni çok merhametli olduğu için, herkesin rızkını nafakasını kendi üzerine almıştır. Allahü teâlâ bu ıyâlinden birkaçının rızıkları, nafakaları ve bunların yetişmeleri, rahat yaşamaları için, bir kulunu görevlendirirse, bu kuluna büyük ihsân etmiş olur. (İmâm-ı Rabbânî)
Zevcenin nafakasını sıkmamalı, isrâf da etmemelidir. Âilenin nafakası için verilen paranın sevâbı, sadaka sevâbından daha çoktur. (İmâm-ı Gazâlî)
Nafaka :::
- Geçinmek için gerekli olan şeylerin bütünü, geçimlik.
- Birinin geçindirmekle yükümlü bulunduğu kimselere, mahkeme kararıyla bağlanan aylık.
- bk. geçimlik 2
- geçimlik, bakım.
nafaka ::: yiyecek parası
nafaka ::: geçim parası
nafaka :::
NAFAKA :::