mültezem ~ ملتزم
Osmanlıca İmla Lügati - mültezem ~ ملتزم maddesi. Sayfa: 202 - Sira: 41


1976 yılında hazırlanmış Osmanlıca İmla Lügati,mültezem maddesi. mültezem osmanlica yazılışı, mültezem osmanlıca imla klavuzu, mültezem Türkçe - Osmanlıca imla yazımları, mültezem nasıl yazılır, mültezem arapça yazılışı, Çağdaş Sözlük Osmanlıca imla klavuzu
1976 yılında hazırlanmış Osmanlıca İmla Lügati,, ملتزم mültezem ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
mültezem ~ ملتزم güncel sözlüklerde anlamı:
MüLTEZEM ::: Lüzumlu görülen, lüzumuna inanılarak yapılmasına çalışılan.
mültezem ::: (a. s. lüzûm'dan) : 1) iltizâm olunmuş lüzumlu, gerekli görülen. 2) kayırılan.
mültezim ::: (a. s. lüzûm'dan. c. r. mültezimîn) : 1) iltizâm : eden, bir şeyi veya kimseyi lüzumlu sayıp taraflık gösteren. 2) i. iltizamcı, kesenekçi, kesimci, devlete âit bir geliri götürü olarak üstüne alıp toplıyan [eskiden]
MüLTEZEM ::: Hac esnâsında Minâ'da şeytan taşlandıktan sonra,Mescid-i Haram'a gelinir.Tavâf-ı sadr veya vedâ tavâfı yapıldıktan sonra, Zemzem suyu içilir.Kâbe'nin kapı eşiği öpülür. Göğüs ve sağ yanak, Mültezem denilen yere sürülür.Sonra Kâbe perdesine yapışıp duâ edilir. Ağlıyarak mescid kapısından dışarı çıkılır. (Mevkûfâtî)
Bir kimse karnını Kâbe duvarına değdirip, Mültezemi vesîle (vâsıta) ederek Allahü teâlâya yalvarırsa, Allahü teâlâ onu zarardan kusurdan korur. Böyle olduğu çok tecrübe edilmiştir. Allahü teâlâ, Mültezem denilen yerdeki birkaç taşa; hayra, faydaya vesîle olma özelliği vermiştir. Aspirine ağrı kesmek, alkole aklı gidermek özelliklerini verdiği gibi, Mültezem denilen yerdeki taşlara başka taşlardan farklı olarak duâların kabûl olmasına sebeb olma özelliğini vermiştir. (M. Sıddîk Gümüş)
mültezem ::: lüzumlu görülen , lüzumuna inanılarak yapılmasına çalışılan
Mültezem ::: Gerekli görülen; kayırılan
mültezem ::: (a. s. lüzûm'dan) 1) iltizâm olunmuş lüzumlu, gerekli görülen. 2) kayırılan.
mültezim ::: (a. s. lüzûm'dan. c. r. mültezimîn) 1) iltizâm : eden, bir şeyi veya kimseyi lüzumlu sayıp taraflık gösteren. 2) i. iltizamcı, kesenekçi, kesimci, devlete âit bir geliri götürü olarak üstüne alıp toplıyan [eskiden]
Mültezem ::: Gerekli görülen; kayırılan
mültezem :::
MÜLTEZEM :::