Çağdaş Sözlük

idrâk ~ ادراق

Osmanlıca İmla Lügati - idrâk ~ ادراق maddesi. Sayfa: 118 - Sira: 29

1976 yılında hazırlanmış Osmanlıca İmla Lügati,idrâk maddesi. idrâk osmanlica yazılışı, idrâk osmanlıca imla klavuzu, idrâk Türkçe - Osmanlıca imla yazımları, idrâk nasıl yazılır, idrâk arapça yazılışı, Çağdaş Sözlük Osmanlıca imla klavuzu

1976 yılında hazırlanmış Osmanlıca İmla Lügati,, ادراق idrâk ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

idrâk ~ ادراق güncel sözlüklerde anlamı:

iDRAK ::: Anlayış. Kavrayış. Akıl erdirmek. Fehim. Yetiştirmek.(Maalesef insanlar teâvün sırrını idrak edememişler, hiç olmazsa taşlar arasındaki yardım vaziyetinden ders alsınlar! İ.İ.)

idrâk ::: (a. i. derk'den. c. : idrâkât) : 1) anlayış, akıl erdirme. 2) yetişme, erişme. 3) olgunlaşma. 4) fels. *algı.

idrâk-ı dakîk ::: fels. ince idrâk, * tamalgı.

idrâk ::: kavrayış.

iDRaK ::: Kur'ân-ı kerîmde, meâlen buyruldu ki:

O'nu (Allahü teâlâyı) gözler (dünyâda) idrâk edemez. O ise, gözleri bilir anlar. O, ihsân sâhibi bilicidir. (En'âm sûresi: 103)

İnsanı hayvandan ayıran, ilim ve idrâktir (Hâdimî)

İnsanların hâlet-i rûhiyeleri (rûhî durumları) farklı oduklarından, idrâk ve fehmleri (anlamaları) da farklı olmaktadır. (İmâm-ı Gazâlî)

Şükür, şükürden âciz kalındığını idrâk etmektir. (Ebû Osman Mağribî)

Allahü teâlânın zâtı idrâk edilemez. Dünyâ yurdunda gözle görülmez. Kalb, O'nun varlığını tastîk eder. Âhirette gözler O'nu görecektir. İnsanlar, Allahü teâlâyı âyet ve delîllerle bilmektedir. Kalbler O'nu tanır, fakat akıllar O'nu idrâk edemez. (Sehl bin Abdullah)

iDRaK ::: Kur'ân-ı kerîmde, meâlen buyruldu ki:

O'nu (Allahü teâlâyı) gözler (dünyâda) idrâk edemez. O ise, gözleri bilir anlar. O, ihsân sâhibi bilicidir. (En'âm sûresi: 103)

İnsanı hayvandan ayıran, ilim ve idrâktir (Hâdimî)

İnsanların hâlet-i rûhiyeleri (rûhî durumları) farklı oduklarından, idrâk ve fehmleri (anlamaları) da farklı olmaktadır. (İmâm-ı Gazâlî)

Şükür, şükürden âciz kalındığını idrâk etmektir. (Ebû Osman Mağribî)

Allahü teâlânın zâtı idrâk edilemez. Dünyâ yurdunda gözle görülmez. Kalb, O'nun varlığını tastîk eder. Âhirette gözler O'nu görecektir. İnsanlar, Allahü teâlâyı âyet ve delîllerle bilmektedir. Kalbler O'nu tanır, fakat akıllar O'nu idrâk edemez. (Sehl bin Abdullah)

İdrak :::


  1. Anlama yeteneği, anlayış, akıl erdirme
    Örnek: Kişilik idraklerle doğar, diyenler de var. Ç. Altan

  2. Erişme, ulaşma.

  3. Algı.

  4. Dış dünyanın uyarısı ile meydana gelen fiziksel duygunun zihinsel yorumu.

idrâk ::: anlayış , kavrayış , iyice anlama , kavrama , anlama

idrâk ::: ‬kavrama

idrâk ::: anlama

idrâk ::: erişme

idrak ::: dimağ

İDRAK :::

Anlayış. Kavrayış. Akıl erdirmek. Fehim. Yetiştirmek.(Maalesef insanlar teâvün sırrını idrak edememişler, hiç olmazsa taşlar arasındaki yardım vaziyetinden ders alsınlar! İ.İ