felâh ~ فلاح
Osmanlıca İmla Lügati - felâh ~ فلاح maddesi. Sayfa: 81 - Sira: 2
1976 yılında hazırlanmış Osmanlıca İmla Lügati,felâh maddesi. felâh osmanlica yazılışı, felâh osmanlıca imla klavuzu, felâh Türkçe - Osmanlıca imla yazımları, felâh nasıl yazılır, felâh arapça yazılışı, Çağdaş Sözlük Osmanlıca imla klavuzu
1976 yılında hazırlanmış Osmanlıca İmla Lügati,, فلاح felâh ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
felâh ~ فلاح güncel sözlüklerde anlamı:
FELAH ::: f. Başlangıç, mebde'. İbtida.
FELaH ::: Selâmet. Saadet. Kurtuluş. Hayır ve ni'metlerde refah, rahatta dâim olmak. Fevz ve zafer. Necat ve beka. * Sahur yemeği. * Şakketmek.
felah ::: (f. i.) : iptida, başlangıç, (bkz. : mebde').
felah ::: (a. i.) : 1) kurtuluş, selâmet, onma. 2) mutluluk, kutluluk.
felâh-ı vatan ::: 1) vatanın selâmeti, kurtuluşu; 2) tar. 10 şubat 1920 de İstanbul meclis-i meb'ûsânı'nda teşekkül eden bir grup.
fellâh ::: (a. i. felâhat'dan.) : 1) ekinci. çiftçl , ekin eken ve biçen, (bkz. : harrâs, zari'). 2) zencî, siyah Arap.
felâh ::: tam kurtuluş.
FELaH ::: Allahü teâlâ, âyet-i kerîmelerde meâlen buyurdu ki:
Sizden öyle bir cemâat (topluluk) bulunmalıdır ki, (onlar herkesi) hayra çağırsınlar, iyiliği emretsinler, kötülükten vazgeçirmeğe çalışsınlar. İşte onlar felâha erenlerin tâ kendileridir. (Âl-i İmrân sûresi: 104)
Mü'minler (Allahü teâlânın birliğine inananlar) muhakkak felâh bulmuştur. (Mü'minûn sûresi: 1)
İlmi, kibirlenmek, kendini büyük göstermek için istiyenlerden hiç biri felâh bulmamıştır. İlmi; tevâzû (alçak gönüllülük) ve insanlara hizmet için isteyen, elbette felâh bulur. (İmâm-ı Şâfiî)
Başkalarının zarar görmesine sevinen kişi felâha kavuşamaz. (Bennân el-Hammâl)
Felah :::
- Kurtuluş, selamet, onma
Örnek: Şu bizim halkı uyandırmadadır varsa felah. M. A. Ersoy
felâh ::: kurtuluş , selamet , kurtulma , rahata erme
fellâh ::: çiftçi , ekinci
felâh ::: kurtulma
felâh ::: rahata erme
fellâh ::: çiftçi
felah ::: (f. i.) iptida, başlangıç, (bkz. : mebde').
fellâh ::: (a. i. felâhat'dan.) 1) ekinci. çiftçl , ekin eken ve biçen, (bkz. : harrâs, zari'). 2) zencî, siyah Arap.
felah ::: kurtuluş, selamet
FELAH :::
FELÂH :::