Çağdaş Sözlük

beyyine ~ بینه

Osmanlıca İmla Lügati - beyyine ~ بینه maddesi. Sayfa: 28 - Sira: 31

1976 yılında hazırlanmış Osmanlıca İmla Lügati,beyyine maddesi. beyyine osmanlica yazılışı, beyyine osmanlıca imla klavuzu, beyyine Türkçe - Osmanlıca imla yazımları, beyyine nasıl yazılır, beyyine arapça yazılışı, Çağdaş Sözlük Osmanlıca imla klavuzu

1976 yılında hazırlanmış Osmanlıca İmla Lügati,, بینه beyyine ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

beyyine ~ بینه güncel sözlüklerde anlamı:

beyyine ::: (a. i. c. : beyyinât) : delil, şahit, tanık, (bkz. : bürhân).

beyyine-i âdile ::: doğru şahit, tanık.

beyyine ::: apaçık, kesin delil.

BEYYiNE ::: Allahü teâlâ, Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyuruyor ki:

(Ey Mekkeliler! Bu kitâbı, Kur'ân-ı kerîmi) "Bizden evvel kitap yalnız iki taifeye (yahûdî ve hıristiyanlara) indirildi. Biz ise (konuştuğumuz dilde olmadığından) onu okumaktan gâfilleriz" dememeniz için yâhut; "Bize de kitab indirilseydi, muhakkak onlardan daha fazla hidâyete ererdik" dememeniz içindir. İşte size Rabbinizden (konuştuğunuz dilde) apaçık bir beyyine, bir hidâyet ve bir rahmet gelmiştir. Artık Allahü teâlânın âyetlerini inkâr eden ve onlardan yüz çevirenlerden daha zâlim kimdir?Elbette biz âyetlerimizden yüz çevirenleri, bu kabahatleri sebebiyle şiddetli bir azâb ile cezâlandıracağız. (En'âm sûresi: 156-157)

2. Mûcize.

Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki:

Semûd (Kavmine) de kardeşleri Sâlih'i (gönderdik). O, dedi ki: "Ey kavmim! Allahü teâlâya ibâdet edin. Sizin O'ndan başka hiç bir ilâhınız yoktur. İşte size, Rabbinizden (benim peygamberliğimi ve sözümün doğruluğunu gösteren) bir beyyine geldi (ki, Allahü teâlânın kudretiyle vâr olan) işte bu devedir. Onu (kendi hâline) bırakın, Allahü teâlânın arzında otlasın. Ona bir fenâlıkla dokunmayın ki, sonra acıklı bir azâba uğrarsınız." (A'râf sûresi: 73)

3. Delil, şâhid.

Tevâtür (yalan üzerinde birleşmeleri aklen mümkün olmayan bir topluluğun verdikleri haber) ile bildirilenlere uymıyan beyyine kabûl olunmaz. (Ali Haydar Efendi)

4. Âdil olan iki erkek veya bir erkek ile iki kadın şâhid.

Beyyine müddeî (dâvâcı) içindir Yemin ise dâvâlıya âittir. (Hadîs-i şerîf-Câmi'us-Sagîr)

Allahü teâlânın hakkı bulunan bir günâhı işliyeni gören kimsenin, bir şâhid yanında ta'zîr (suçluyu sözle azarlama) yapması lâzımdır. Bir müslümana fâsık diyen kimsenin ta'zîr edilmesi; o müslümanın hakkının korunması içindir. Bir kimse, kendini, ta'zîrden kurtarması için beyyine ile sözünü isbât etmesi lâzımdır. (İbni- Âbidîn)

5. Peygamber efendimizin isimlerinden. (Bkz. Beyyine Sûresi)

BEYYiNE ::: Allahü teâlâ, Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyuruyor ki:

(Ey Mekkeliler! Bu kitâbı, Kur'ân-ı kerîmi) "Bizden evvel kitap yalnız iki taifeye (yahûdî ve hıristiyanlara) indirildi. Biz ise (konuştuğumuz dilde olmadığından) onu okumaktan gâfilleriz" dememeniz için yâhut; "Bize de kitab indirilseydi, muhakkak onlardan daha fazla hidâyete ererdik" dememeniz içindir. İşte size Rabbinizden (konuştuğunuz dilde) apaçık bir beyyine, bir hidâyet ve bir rahmet gelmiştir. Artık Allahü teâlânın âyetlerini inkâr eden ve onlardan yüz çevirenlerden daha zâlim kimdir?Elbette biz âyetlerimizden yüz çevirenleri, bu kabahatleri sebebiyle şiddetli bir azâb ile cezâlandıracağız. (En'âm sûresi: 156-157)

2. Mûcize.

Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki:

Semûd (Kavmine) de kardeşleri Sâlih'i (gönderdik). O, dedi ki: "Ey kavmim! Allahü teâlâya ibâdet edin. Sizin O'ndan başka hiç bir ilâhınız yoktur. İşte size, Rabbinizden (benim peygamberliğimi ve sözümün doğruluğunu gösteren) bir beyyine geldi (ki, Allahü teâlânın kudretiyle vâr olan) işte bu devedir. Onu (kendi hâline) bırakın, Allahü teâlânın arzında otlasın. Ona bir fenâlıkla dokunmayın ki, sonra acıklı bir azâba uğrarsınız." (A'râf sûresi: 73)

3. Delil, şâhid.

Tevâtür (yalan üzerinde birleşmeleri aklen mümkün olmayan bir topluluğun verdikleri haber) ile bildirilenlere uymıyan beyyine kabûl olunmaz. (Ali Haydar Efendi)

4. Âdil olan iki erkek veya bir erkek ile iki kadın şâhid.

Beyyine müddeî (dâvâcı) içindir Yemin ise dâvâlıya âittir. (Hadîs-i şerîf-Câmi'us-Sagîr)

Allahü teâlânın hakkı bulunan bir günâhı işliyeni gören kimsenin, bir şâhid yanında ta'zîr (suçluyu sözle azarlama) yapması lâzımdır. Bir müslümana fâsık diyen kimsenin ta'zîr edilmesi; o müslümanın hakkının korunması içindir. Bir kimse, kendini, ta'zîrden kurtarması için beyyine ile sözünü isbât etmesi lâzımdır. (İbni- Âbidîn)

5. Peygamber efendimizin isimlerinden. (Bkz. Beyyine Sûresi)

Beyyine :::


  1. Bir olayın doğruluğunu ortaya koyabilen yöntem.

  2. Duruşma sırasında bir düşünceyi gerçekleştirmek için başvurulan belge, kanıt, tutamak, delil.

  3. tanıt. ~ külfeti: tanıt yükü.

beyyine ::: delil , şahit , kur'an'ın 97. suresi , apaçık , kesin delil , (bak: beyyin)

Beyyine ::: Bir olayın veya işlemin doğruluğunu ortaya koyabilmek için hakimi iknaya yönelik yöntem veya her türlü vasıta ; delil, şahit

Beyyine ::: Bir olayın veya işlemin doğruluğunu ortaya koyabilmek için hakimi iknaya yönelik yöntem veya her türlü vasıta ; delil, şahit

beyyine ::: delil, kanıt

beyyine :::

bir olayın veya işlemin doğruluğunu ortaya koyabilmek için hakimi iknaya yönelik yöntem veya her türlü vasıta ; delil, şahit