Çağdaş Sözlük

batın ~ بطن

Osmanlıca İmla Lügati - batın ~ بطن maddesi. Sayfa: 24 - Sira: 41

1976 yılında hazırlanmış Osmanlıca İmla Lügati,batın maddesi. batın osmanlica yazılışı, batın osmanlıca imla klavuzu, batın Türkçe - Osmanlıca imla yazımları, batın nasıl yazılır, batın arapça yazılışı, Çağdaş Sözlük Osmanlıca imla klavuzu

1976 yılında hazırlanmış Osmanlıca İmla Lügati,, بطن batın ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

batın ~ بطن güncel sözlüklerde anlamı:

BaTIN ::: İç, dâhilî. Gizli. İçyüz. Sır, esrar. Künh ve zâtı itibarı ile gizli. (Zıddı: Zâhir'dir) (Bak: Batn)

batin ::: (a. i. c. : butun. ebtân) : 1) karın. 2) nesil, soy. (bkz. : batn).

bâtın ::: (a. i. c. : bevâtın) : 1) iç. 2) iç yüz. 3) gizli, görünmiyen nesne. 4) Allah. 5) içteki, içyüzdeki. Ehl-i bâtın : söfîler, ilâhî sırra ermiş bulunanlar. Havâss- bâtına : fels. "hissi müşterek, hayâl, vehm, hafıza, mutasarrıfa" denilen beş iç duygusu. 6) (a. i. c. : ebtine) : çukur, kuytu yer.

bâtınen ::: (a. zf.) : dâhilen, içyüzünde; içindenolarak.

batn ::: (a. i. c. : ebtân. bütün) : (bkz. : batın).

batnen ba'de batnın ::: soydan soya, nesilden nesilden nesile, kuşaktan kuşağa, ["evvelki batında kimse varken ikinci batında olan kimse istifâde edemez" demektir].

batn-ı kebir ::: büyük karın.

bıtn ::: (a. s.) : 1) zengin [adam]. 2) bodur [adam]. 3) obur [adam]. 4) şaşkın [adam]. 5) yalnız kendi nefsini düşünen [adam].

Bâtın ::: bütün varlıkların içini yaratan ve dahiline hükmeden Allah.

batın ::: iç, iç yüz, gizli, sır.

BaTIN ::: Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki:

Allahü teâlâ Bâtındır. (Hadîd sûresi: 3)

2. Kalb ve rûh, iç âlem, gönül.

Bütün âzâları (organları) İslâmiyet'in emirlerini yapmakla süsledikten sonra, bâtına teveccüh etmeli (yönelmeli), böylece yapılan ameli, ibâdeti gafletten, Allahü teâlâyı unutarak yapmaktan uzak tutmalıdır. (İmâm-ı Rabbânî)

Öyle yaşayınız ki, etrâfınızda bulunanların bâtınları toparlansın. (İmâm-ı Rabbânî)

bâtın ::: iç , gizli , karın , sır , içyüz , kuşak

batn ::: karın , nesil , kuşak , mide

batın ::: ‬karın

batın ::: kuşak

batın ::: nesil

batn ::: ‬karın

batn ::: kuşak

batn ::: nesil

batin ::: (a. i. c. : butun. ebtân) 1) karın. 2) nesil, soy. (bkz. : batn).

bâtın ::: (a. i. c. : bevâtın) 1) iç. 2) iç yüz. 3) gizli, görünmiyen nesne. 4) Allah. 5) içteki, içyüzdeki. Ehl-i bâtın : söfîler, ilâhî sırra ermiş bulunanlar. Havâss- bâtına : fels.

bıtn ::: (a. s.) 1) zengin [adam]. 2) bodur [adam]. 3) obur [adam]. 4) şaşkın [adam]. 5) yalnız kendi nefsini düşünen [adam].

batın ::: göbek, gömlek

batın ::: karın, kuşak

bâtın ::: gizli

bâtın ::: iç

batın ::: karın, kuşak

bâtın ::: gizli

bâtın ::: iç

batın ::: karın, kuşak

bâtın ::: gizli

bâtın ::: iç

batın ::: karın, kuşak

bâtın ::: gizli

bâtın ::: iç

batın ::: karın, kuşak

bâtın ::: gizli

bâtın ::: iç

batın ::: karın, kuşak

bâtın ::: gizli

bâtın ::: iç

batın ::: karın, kuşak

bâtın ::: gizli

bâtın ::: iç

batın ::: karın, kuşak

bâtın ::: gizli

bâtın ::: iç

batın ::: karın, kuşak

bâtın ::: gizli

bâtın ::: iç

BÂTIN :::

İç, dâhilî. Gizli. İçyüz. Sır, esrar. Künh ve zâtı itibarı ile gizli. (Zıddı: Zâhir'dir) (Bak: Batn