âmir ~ آمر
Osmanlıca İmla Lügati - âmir ~ آمر maddesi. Sayfa: 9 - Sira: 41
1976 yılında hazırlanmış Osmanlıca İmla Lügati,âmir maddesi. âmir osmanlica yazılışı, âmir osmanlıca imla klavuzu, âmir Türkçe - Osmanlıca imla yazımları, âmir nasıl yazılır, âmir arapça yazılışı, Çağdaş Sözlük Osmanlıca imla klavuzu
1976 yılında hazırlanmış Osmanlıca İmla Lügati,, آمر âmir ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
âmir ~ آمر güncel sözlüklerde anlamı:
AMiR ::: Şen, mamur.
AMiR ::: Mâmur eden, harâbelikten kurtaran, şenlendiren. * İmâr olunmuş. * Devlete âit, mirî.
amir ::: (a. s.) : 1) bayındır. 2) resmî.
âmir ::: (a. s. umrân'dan.) : 1) mâmur eden, şenlendiren, (bkz. : ammâr). 2) imâr olunmuş. 3) devlete âit. [müen. "âmire"].
âmir ::: (a. s. emr'den. c. : ümerâ) : 1) emreden, buyuran. 2) bir memurun vazîfe bakımından büyüğü. 3) huk. bir kimseyi öldürmek veya bir uzvunu kesmek ve sakatlamak tehdidiyle birfiili yapmaya veya yapmamaya zorlayan ve bu tehdîdi yapmıya muktedir olan kimse.
âmir ::: emreden, iş buyuran.
Amir :::
- Buyuran, emreden kimse
Örnek: Akıl öğrettiğim herif şimdi bana amir oldu. B. Felek - Bir işte emir verme yetkisi bulunan kimse.
- Satıcı veya ihracatçının gönderdiği malların bedelini almak üzere gerekli belgeleri göstererek bankaya başvuran kimse.
- 1) buyurucu, buyuran. 2) üst.
Âmir ::: Emreden; buyuran; bir memurun vazife bakımından büyüğü; bir fiili yapmaya veya yapmamaya zorlayan, buna gücü yeten
âmir ::: emreden
âmir ::: emreden
amir ::: (a. s.) 1) bayındır. 2) resmî.
âmir ::: (a. s. umrân'dan.) 1) mâmur eden, şenlendiren, (bkz. : ammâr). 2) imâr olunmuş. 3) devlete âit. [müen.
âmir ::: (a. s. emr'den. c. : ümerâ) 1) emreden, buyuran. 2) bir memurun vazîfe bakımından büyüğü. 3) huk. bir kimseyi öldürmek veya bir uzvunu kesmek ve sakatlamak tehdidiyle birfiili yapmaya veya yapmamaya zorlayan ve bu tehdîdi yapmıya muktedir olan kimse.
âmir ::: buyuran
âmir ::: hükmeden
âmir ::: başçı
âmir ::: büyük
âmir ::: mamur eden
âmir ::: şenlendiren
âmir ::: imar olunmuş
âmir ::: imar edilmiş
âmir ::: mamur
âmir ::: abat yer
âmir ::: harap olmayan
âmir ::: adam yaşayan
âmir ::: meskûnlaşmış
âmir ::: zemi
âmir ::: tarla
âmir ::: ekilen yer
âmir ::: devlete ait
âmir ::: devlete veya hükûmete mensup olan
Âmir ::: Emreden; buyuran; bir memurun vazife bakımından büyüğü; bir fiili yapmaya veya yapmamaya zorlayan, buna gücü yeten
amir :::
AMİR :::