Çağdaş Sözlük

adâvet ~ عداوت

Osmanlıca İmla Lügati - adâvet ~ عداوت maddesi. Sayfa: 2 - Sira: 50

1976 yılında hazırlanmış Osmanlıca İmla Lügati,adâvet maddesi. adâvet osmanlica yazılışı, adâvet osmanlıca imla klavuzu, adâvet Türkçe - Osmanlıca imla yazımları, adâvet nasıl yazılır, adâvet arapça yazılışı, Çağdaş Sözlük Osmanlıca imla klavuzu

1976 yılında hazırlanmış Osmanlıca İmla Lügati,, عداوت adâvet ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

adâvet ~ عداوت güncel sözlüklerde anlamı:

ADAVET ::: Husumet, düşmanlık. Kin. buğz. Garaz.(Adâvet ve muhabbet, nur ve zulmet gibi zıttırlar. İkisi, mâna-yı hakikisinde olarak beraber cem olmazlar. Eğer muhabbet, kendi esbabının rüçhaniyetine göre bir kalbde hakiki bulunsa, o vakit adâvet mecazi olur; acımak suretine inkılâb eder. Evet mümin, kardeşini sever ve sevmeli. Fakat fenalığı için yalnız acır. Tahakkümle değil, belki lütufla ıslahına çalışır. Onun için nass-ı hadis ile: "Üç günden fazla, mü'min mü'mine küsüp kat-ı mükâleme etmeyecek." Eğer esbâb-ı adâvet galebe çalıp, adâvet, hakikatıyla bir kalbde bulunsa; o vakit muhabbet mecâzi olur; tasannu ve temelluk suretine girer. M.)

adâvet ::: (a. i.) : düşmanlık, yağılık, (bkz. : buğz).

adavet ::: düşmanlık.

ADaVET ::: Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:

Sen kötülüğü, en güzel haslet ne ise onunla önle (Öfkeye sabr ile, cehâlete ilim ile, kötülüğe afv ile karşılık ver). O zaman (görürsün ki) seninle arasında adâvet bulunan kimse bile sanki yakın dostun olmuştur. (Fussilet sûresi: 34)

Kıymetli ömrünü dâimâ adâvet ve husûmet sebebiyle keder ve huzursuzlukla geçiren kimselere yazık. (Ahmed Rıfat)

Üç şey adâvete sebeb olur: Mal hırsı, insanların ikramlarına düşkünlük göstermek, insanların göstereceği îtibâra önem vermek (Ebû Osman Hîrî)

Adavet :::


  1. Düşmanlık.

adâvet ::: düşmanlık

adavet ::: düşmanlık

adâvet ::: ‬düşmanlık

adâvet ::: (a. i.) düşmanlık, yağılık, (bkz. : buğz).

ADAVET ::: Düşmanlık

adavet ::: düşmanlık, husumet

ADAVET :::

Husumet, düşmanlık. Kin. buğz. Garaz.(Adâvet ve muhabbet, nur ve zulmet gibi zıttırlar. İkisi, mâna-yı hakikisinde olarak beraber cem olmazlar. Eğer muhabbet, kendi esbabının rüçhaniyetine göre bir kalbde hakiki bulunsa, o vakit adâvet mecazi olur; acımak suretine inkılâb eder. Evet mümin, kardeşini sever ve sevmeli. Fakat fenalığı için yalnız acır. Tahakkümle değil, belki lütufla ıslahına çalışır. Onun için nass-ı hadis ile: "Üç günden fazla, mü'min mü'mine küsüp kat-ı mükâleme etmeyecek." Eğer esbâb-ı ad